Gülerek hayatlarını kaybediyorlar: Kurtulabilen yok

Papua Yeni Gine’nin Gizemli Hastalığı: Kuru Hastalığı ve Fore Halkı

Papua Yeni Gine’nin tarihinde büyük bir korkuya neden olan Kuru Hastalığı, 1950’li ve 1960’lı yıllarda Fore halkı arasında ortaya çıktı. All That’s Interesting adlı Instagram sayfası, Papua Yeni Gine’deki bu gizemli hastalık hakkında ilginç bilgiler paylaştı.

1950’lerde Papua Yeni Gine’de yapılan araştırmalar sırasında, bilim insanları yaklaşık 11.000 kişilik Fore kabilesiyle temasa geçti. Kısa sürede, her yıl bu topluluktan 200 kişinin gizemli bir hastalıktan dolayı yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.

Bulaşma Nedeni: Törenle Beyin Tüketimi

Bu hastalık özellikle yetişkin kadınlar ve çocuklar arasında yaygındı çünkü bu gruplar, ölen yakınlarının beyinlerini adet gereği tüketiyor ve böylece hastalığı bulaştıran prion proteinlerine maruz kalıyordu.

Fore halkı, ölen sevdiklerinin bedenlerinin böcekler yerine insanlar tarafından tüketilmesinin daha doğru olduğuna inanıyordu. Bu korkunç uygulama 1960’larda sona erdirildi, ancak hastalığın uzun kuluçka süresi nedeniyle sonraki yıllarda da vakalar rapor edilmeye devam etti.

Kuluçka Süresi ve Belirtiler

ABD merkezli Medline Plus sitesine göre, Kuru Hastalığı’nın ortalama kuluçka süresi 10-13 yıl arasındadır ancak 50 yıla kadar uzanan vakalar da bulunmaktadır. Hastalığın belirtileri ise yürüme zorluğu, kaslarda istemsiz hareketler, koordinasyon kaybı, ruh halinde değişiklikler, yutma güçlüğü ve kontrolsüz gülme veya ağlama nöbetleri olarak sıralanmaktadır.

Kuru hastalığının günümüze kadar bilinen bir tedavisi bulunmamaktadır. Semptomlar başladıktan sonra hastalar genellikle bir yıl içinde yaşamlarını yitirirler.

University College London (UCL) web sitesine göre, son kuru hastalığı vakaları 2003, 2005 ve 2009 yıllarında bildirilmiş ve bu kişilerde kuluçka süresinin 50 yılı aştığı gözlemlenmiştir. Kuru hastalığı, beyinde bulunan prion proteinleri nedeniyle oldukça yüksek bulaşma riskine sahip bir hastalıktır.

Related Posts

Uzmanından sıcak havalarda kahve, çay ve gazlı içecek tüketmeyin tavsiyesi

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Diyetisyen Neşe Orhan, sıcak yaz aylarında beslenme sıvı alımına dikkat edilmesi gerektiğini belirtip, “Bu sıcak havalarda 10-12 bardağın üzerinde su tüketilmesini istiyoruz. Her sıvı da su değildir. Asitli ve kafeinli içecekler ile çay gibi sıvılar aksine vücudumuzdan daha fazla su attırıyor ve tehlike yaratıyor. Bu tür içecekler yerine ayran veya taze sıkılmış meyve sularını tercih edebiliriz” dedi.

Sessiz salgın: 1 günde 1 milyondan fazla enfeksiyon, cinsel yolla bulaşıyor

Sessiz salgın: 1 günde 1 milyondan fazla enfeksiyon, cinsel yolla bulaşıyor

Herkes somon sanıyordu ama… İşte BBC’nin araştırmasına göre en sağlıklı balık: 100 üzerinden 89 gibi dikkat çekici bir puan aldı

BBC’nin kapsamlı araştırması, en sağlıklı balık konusunda ezber bozdu; somonun tahtını sallayan yeni favori, besin değeriyle 100 üzerinden 89 puan alarak listenin zirvesine yerleşti.

‘Tüp bebek’ yaşı küçülüyor

Hava kirliliği, deterjan, kozmetik, plastik, pestisitli ve hormonlu besinler yüzünden toksin maruziyetimiz artıyor. Bu durum üreme sağlığımızı da tehdit ediyor. Dolayısıyla kısırlık oranları hızla artıyor. Günümüzde 30’lu yaşlardaki pek çok kadın da doğal yoldan gebe kalamıyor ve tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olabiliyor.

Yağmur sonrası deniz enfeksiyonlarına dikkat!

Özellikle sağanak yağışların ardından denize girilmesinin, çeşitli sağlık risklerini de beraberinde getirdiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Öztürk, “Yoğun yağışların ardından dere, kanalizasyon ya da yüzey suları denizle buluşur. Bu sular, çeşitli mikroorganizmalar, bakteriler ve hatta parazitlerle yüklü olabilir. Bu da, çocuklarda mide-bağırsak enfeksiyonlarından kulak iltihabına, cilt döküntülerinden göz enfeksiyonlarına kadar birçok sağlık sorununa yol açabilir” dedi.

Doktor çift, bebeklerinin hastalığını topuk kanı taramasıyla öğrendi

Diyarbakır’da Aile Hekimi Hatice Toprak Kaydal (30) ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Mehmetcan Kaydal (30) çifti, 10 aylık oğulları Deniz’in metabolik bir hastalık olan fenilketonüri olduğunu henüz 5 günlükken alınan topuk kanı sayesinde öğrendi. Erken tanı sayesinde Deniz, diyet tedavisiyle yaşamını sürdürüyor.